“Brunch” kelimesi kahvaltı ve öğle yemeği
anlamına gelen, “Breakfast” ve “Lunch” kelimelerinden türetilerek yaratılmış
bir kelime. Bu yeni kelimeyle öğle saatlerine kadar devam eden sabah
kahvaltılarını kast ediyorlar. Takdir edersiniz ki; yemeğin sabah başlayıp,
öğle sonuna kadar sürmesi ancak tatil günleri, daha doğrusu Pazar günleri olur.
Günümüzden yaklaşık 10–15 yıl önce, büyük oteller, bu Pazar yemeği
alışkanlığını sanki yeni bir şeymiş gibi hayatımıza soktular. Yeni olduğuna
bizleri inandırmak için de o uydurulmuş ismi, “Brunch”ı piyasaya sürdüler.
Yüz Yıllardır Devam Eden
Gelenek
Hâlbuki
Adanalılar bu geleneği yüzlerce yıldır sürdürüp gelmekteydik. Hatta bu geleneği
sadece evlerde hazırlanan pazar yemeği olmaktan çıkarıp kurumsallaştırmış, buna
hizmet eden bir çarşı bile oluşturmuştur. Kazancılar’daki Ciğerciler Çarşısı…
İsterseniz gelin hikâyenin biraz daha içerisine girelim… İlk başlama tarihi
nedir bilmiyoruz ama en az 150 yıldır Adana’da süre giden bir gelenekten ve bu
geleneğin oluşturduğu bir çarşıdan size bahsedeceğiz. Arkasından da birlikte bu
çarşıda bir Pazar geçireceğiz.
Adana’nın Kebabları
Adanalı
et yemeklerini sever. Et yemekleri deyince diğer malzemenin içine atılarak
pişirilen etten değil, kebaplardan bahsediyoruz. Her ne kadar sadece kıyma
kebabı “Adana Kebabı” ismiyle anılsa da, Adanalıların “tike” diye adlandırdığı
“şiş kebap” da, koyun karaciğerinin tike halinde doğranıp, arasına kuyruk yağı
parçalarının katılması suretiyle, yine şişe takılarak pişirilen “Ciğer Kebabı”
da tamamen Adana ve yöresine ait kebaplardır.
Yüz yıllardır Adanalı’nın tatil günleri sabah erken kalkarak; bu
kebaplardan birini, özel şişler ve özel mangal kullanarak hazırlayıp, rakı veya
boğma rakı ile birlikte, taa ikindilere kadar yeme-içme alışkanlığı vardı. Bu
yeme geleneğinin asıl amacı doymak değil, tatil gününü sohbet edip, şarkı
söyleyerek geçirmekti. Zaten Adanalı doymak için değil, eğlenmek için yer.
Ciğerciler Çarşısı
Arkadaş
guruplarının birlikte geçirdiği bu pazar eğlencesi yaygınlaştıkça, birilerinin
aklına bunu kurumsallaştırmak gelmiş olmalı ki, kentin o zamanki çarşılarından
Kazancılar’da bir de “Ciğerciler Çarsısı” kurulmuş. O yıllar, tatil günleri
Kazancılar’da bir de “Kuş Pazarı” kurulurmuş. Kuş (özellikle de güvercin)
yetiştirmek Adana’da, aynı kebap yiyip boğma içmek gibi yaygın bir hobi…
Dolayısıyla Ciğerciler Çarşısı’nın Kuş Pazarı ile aynı yerde, aynı gün açılması
bu yüzden tesadüf değil. Ekonomik bir zekâ sadece.
Sizlere
büyükten küçüğe kulak doldurularak aktarılan bir şeyi de söylemeden
geçemeyeceğiz Adanalı'nın “Kıyma Kebabı” dediği Adana Kebabı da bu ekonomik
alanda yeme seçeneklerini arttırmak üzere icat edilmiş. Bizlere bunu aktaran
kişi, çocukluğunda kebap duayeni Sağır Sülo’dan duymuş.
İşte
yüzlerce yıldır var olan bu gelenek, hâlâ aynı yerde, aynı günde ve aynı
saatlerde devam edip gitmekte. Eğer siz bir Pazar günü saat 06.00’dan itibaren
tarihî Kazancılar Çarşısı’na, tarihî Çarşı Hamamı karşısındaki sokaktan
girerseniz Ciğerciler Çarşısı’nı yaşayabilirsiniz. Kadınlı erkekli gidilebilen,
rakının sofraya arkadaş olduğu, dünyada tek kebap çarşısıdır burası. Eğlence
ise gırla… En güzel yanı da, her kesimden insanın bir arada vakit
geçirebileceği bir yer olmasıdır.
Boğma Rakı
Boğma
rakı Adana ve yöresinde uzun yıllardır evlerde ruhsatsız üretilen, damıtma yoluyla
üzüm veya incirden elde edilen bir alkollü içecek türüdür. Evlerde ruhsatsız
üretilmesine rağmen katı bir yasaklama uygulanmayıp, bu geleneğin yaşaması
sağlanmıştır. Günümüzde de dükkânlarda satılmaz ama Adana’da isteyen kişi boğma
rakı bulabilir.
Gezmelisiniz
Kazancılar Çarşısı aslında tarihî Kapalı Çarşı’nın bakır kazan imal edenlerin ve kalaycıların olduğu kısmıdır. Kapalı Çarşı 1575 yılında Ramazan oğulları zamanında yapılmış bir çarşıdır. Yapıldığı yıllarda üstü kapalı olduğu için bu ismi almasına rağmen, daha sonraki yıllarda sıcak nedeniyle üstü açılmıştır. Üstü açılmayan tek bölüm günümüzde “Bedesten” diye isimlendirilen bölümdür. Pazar günleri kapalı olmakla birlikte diğer günler çarşı gezmeye değer. İçerisinde hâlâ kazancılar, kalaycılar, antikacılar, sandıkçılar, kebap şişleri yapanlar ve yöresel bir tatlı olan tahin helvası üreticileri faaliyet gösterir. Akşamları ise “Tarihî İstanbul” ismiyle bilinen kebapçıda müzik eşliğinde yemek yiyip, göbek dansı yapmanın tadına doyulmaz.
*Adana
Destinasyonu, S. Haluk Uygur’un “52 Hafta Adana ve Çevresi” kitabından
alınmıştır.
Fotoğraflar;
İlhan Maraşlı ’ya aittir.