Çingene Kızı’nın Gözlerine Bak


Çingene Kızı’nın Gözlerine Bak

Gaziantep Zeugma Müzesi’nin yan binasında, labirenti andıran koridorların arasında bulduk Çingene Kızı’nı… Ve önemli bir hayal kırıklığı yaşadık. Kafamız soru işaretleri ile doluverdi biranda. Biliyorsunuz Çingene Kızı Mozaiği, Zeugma Mozaikleri arasında en tanınanı. Hatta Çingene Kızı, Zeugma’nın simgesi haline gelmiş. Zeugma Müzesi’ni gezenler bize katılır mı bilemeyiz ama müzeyi süsleyen ve her biri 15–20 metrekareden aşağı olmayan gösterişli mozaikleri görünce, niçin birkaç metrekarelik Çingene Kızı meşhur olmuş diye düşünmeden edemedik. Madem düşündük, çaresiz öğreneceğiz diyerek doğruca arkeologların yanında aldık soluğu. Ve soluk soluğa “Niçin bu kadar görkemlileri dururken Çingene Kızı meşhur olmuş?” diye sorduk.

Çingene Kızı Kız Değil!

Güldü… Soluklanmamızı bekledi… Merakla bakan gözlerimize rağmen umursamaz bir tavırla, “Çingene Kızı, zaten çingene kızı değil ki!” dedi. Hoppala! Bir de bu çıktı şimdi! “Hatta Çingene Kızı’nın kız olduğu bile şüpheli.” Ya kim? “Araştırılıyor. İskender olduğunu söyleyen bile var. Veya Toprak Tanrısı Gaia” Hani mitolojide yazan ilk elementi yaratan Gaia mı? “Evet! Kendi doğduktan sonra gök ve dağları yaratmış ve sonradan Gök ile evlenerek her biri tanrı olacak çocukları dünyaya armağan etmiş olan Gaia…”

Toprak Tanrısı Gaia Gaziantep’in Nizip ilçesi yakınındaki Belkıs Köyü civarında kalıntıları olan Zeugma’nın MÖ 300 yılında İskender’in Komutanı Selefkos Nikotor tarafından kurulduğu bilindiğine göre, Çingene Kızı İskender de olabilir, o dönemin saygın tanrılarından Gaia da… Hatta başka biri bile… Ama bizim kafaımızı karıştıran soru hâlâ ortada duruyor. Tanrıysa tanrı… Veya İskender… Diğer mozaiklerde de tanrı ve kral tasvirleri var. Triton, Dionysos, Nike, Poseidon, Oceanos, Aphrodite ve Akhilleus da tanrı veya tanrıça değil mi?

Niye en meşhuru Çingene Kızı? Üstelik kız bile değil…

Görevli arkeolog arkadaşımız bilgece başını iki yana sallayıp, “Mozaiğe dikkatli bakmamışsınız. Lütfen gidip bir daha bakınız!” dedi. Dedi demesine de biz bir kere değil, on kere baksak bile ne demek istediğini anlamadık. Anlamayınca da bir utandık ki. Çaresiz kendisi kibarlık yapıp bizi mozaiğe kadar götürdü ve anlattı. En iyisi biz size burada onun anlattıklarını aktaralım ki, siz de bizim düştüğümüz duruma düşmeyiniz.

Gözlerin İçindeki Beyaz Lekeler

Meğerse mozaik o kadar ustaca yapılmış ki, siz hangi yönden bakarsanız bakın o da size bakıyormuş. “Eeee! Ne var bunda? Bu teknikle yapılmış o kadar çok resim veya fotoğraf var ki…” diyeceğinizi biliyoruz. Ama görevli arkeolog kendinden ve açıklayacağı gizemden emin; “Peki, Çingene’nin gözünün içine dikkatle baktınız mı? Dikkatle baktıysanız eğer birer mozaiklik beyaz alan göreceksiniz. Eğer bu beyaz noktalardan birinin üzerini kapatırsanız Çingene Kızı artık size bakmaz olur” Camekânın içinde olduğu için deneyemedik ama “Koskoca arkeolog da yanılacak değil ya!” deyip rahatladık. Biz o rahatlık içinde görkemli mozaiklerle dolu müzeyi dolaşırken, arkeologumuz da “Dünyada en büyük mozaik müzesi olarak Tunus’taki Bardo Müzesi bilinir, ama biz ondan daha büyüğüz aslında” diyerek bizi şaşırtmaya devam ediyordu. Bir de Antakya Müzesi var diye düşünmemize rağmen aklımız Çingene Kızı’nın gözlerinde kaldığı için sormaya cesaret edemedik. Yani sizlere tavsiyemiz, Zeugma’yı gezerken Çingene Kızı’nın gözlerine bakmadan gelmeyiniz. Gözlere baktıysanız eğer Bardo’yu bile görmeseniz olur.

Kim Çingene demiş?

Zeugma’nın ilk adının Selefkos Euphırates olduğunu, M.Ö. 1. yy.da Romalılar ele geçirince adının Köprü anlamına gelen Zeugma’ya çevrildiğini, bu ismin Anadolu ile Mezopotamya arasında köprü olan önemli bir şehir olması nedeniyle verildiğini ve 14. yy. da kentin Arap akınları nedeniyle terk edildiğini… Madem meşhur Çingene Kızı aslında Çingene değil. Ona kim çingene demiş. Eğilin Kulağınıza söyleyelim. Bu bizim arkeolog dostumuzun işi. Amaç bu yolla Zeugma’ya ilgi çekmekmiş. Başarılı da oldu değil mi?

Bunları Biliyor musunuz?

Zeugma’nın ilk adının Selefkos Euphırates olduğunu, MÖ. 1. yy.da Romalılar ele geçirince adının Köprü anlamına gelen Zeugma’ya çevrildiğini, bu ismin Anadolu ile Mezopotamya arasında köprü olan önemli bir şehir olması nedeniyle verildiğini ve 14. yy. da kentin Arap akınları nedeniyle terk edildiğini…

*Destinasyon Programı ve Fotoğraflar, S. Haluk Uygur’un “52 Hafta Adana ve Çevresi” kitabından alınmıştır.

 

REZERVASYON FORMU